top of page

Anlar ve Taziyeler

“En kısa hikâye parçasına an denir. Bazı anlar bütün yaşamımızı belirler. ‘Bütün yaşamı­mız‘ dediğimiz de o birkaç ana bakar aslında… Bu yüzden yıllar sonra en çok hatırladıklarımız anlar­dır. Gerisi bulanıktır. Geçmişi anlar berraklaş­tırır.”

Murathan Mungan - Kibrit Çöpleri


Murathan Mungan’ın eserlerindeki karak­terlerin esin kaynakları farklıdır. Bu karakter bir çocuk masalından gelen Pamuk Prenses olabilir veya doğu kültürünün Şahmeran efsanesinden karşımıza çıkabilir. Bu karakterler masallardan çıkabildiği gibi yazarın geçmişinden de gelebilir. Örneğin, Paranın Cinleri adlı eserinde Murathan Mungan’ın anılarına yaslanan karakterleri görme­miz mümkündür. Eserde anlatılan nostaljik karak­terler Murathan Mungan’ın Mardin’deki geçmişin­den bir parça taşır ve Murathan Mungan yarattığı karakterlerin ardında yatan anılarını okuyucusuy­la paylaşır. (Mungan, 2016)


Murathan Mungan Taziye isimli tiyatro oyununda da anılarına dayanan karakterlere yer vermiştir. Mungan, oyundaki Fasla karakteri ile geçmişi arasında bağ kurar. Fasla karakterinin ötekileştirilmesi, sessizliği ve kurallara boyun eğ­mesi, Murathan Mungan’ın geçmişindeki Kürt da­dısıyla benzerlik gösterir fakat Murathan Mungan bu benzerliği salt bir nostaljik geçmiş anlayışı ile değil geçmişine olan minnettarlığını göstermek ve Fasla’ya karşı olan gönül borcunu ödemek üzerin­den kurgular.


Eserde Bedirhan Ağa, düşman köyden olan Fasla’yı kaçırır. Köyde Fasla kabul görmez, ötekileştirilir. Bedirhan Ağanın, annesi Kevsa Ana onun lanetli olduğuna, köye uğursuzluk getirece­ğine inanır, ona lanetler okur. Kayınvalidesi gibi oğlu da Fasla’yı benimseyemez. Eserde Fasla’nın oğlu babasına şunları söyler; “Benim annem la­netli gibidir babey. Kasrın insanı sevmez anamı. Şerho Ağa’nın kızıdır, deyi gönül yaklaştırmazlar anama. Biliy misen ben anamdan çok utanırem babey, çok utanırem.” (Mungan, 2014) Oğlu tarafın­dan bile tam anlamıyla kabullenilmemiş Fasla ka­çırıldığı yerde eşine bir çocuk vermesine rağmen o köyün yabancısı kalır. Eşinin aşiretinde öteki olan Fasla, gerçek hayatta da Murathan Mungan’ın evinde ötekidir. İkisi de bulundukları yerde kabul görmezler. Kürt Dadı Fasla, Türkçe bilmez. Murat­han Mungan’ın babası ise evinde Türkçe dışında herhangi bir dilin konuşulmasını yasakladığından dolayı Fasla evin çocuğuna bakmasına rağmen o eve yabancı kalır. Fasla karakteri yaşadığı köyde lanetli olarak kabul edilir, Fasla Dadı ise farklı bir kökenden geldiği ve içinde yaşadığı evde konuşu­lan dili bilmediği için öteki olur.


İki Fasla da sessizlikleriyle biriyle bir bağ kurabilmişlerdir. Bu bağ eserde romantik bir iliş­kiyken, gerçek hayatta anne-oğul ilişkisine yakın­dır. Eserin devamında Fasla’nın kardeşleri Bedir­han Ağa’yı öldürür ve kaçarlar. Cinayetten Fasla sorumlu tutulur. Kendini savunamaz ve sessiz ka­lır. Fasla, eşinin cinayetinden yargılandığı sahnede şu sözleri söyler: “Sevdanın hası sese de, söze de gelmez ağalar. Sevdanın hası suskun yaşanır. Hangi dilin gücü yüreği aşikâr etmeye yeter.” (Mungan, 2014) Yargılanırken kendini savunamayan Fasla’nın Bedirhan Ağa ile kurduğu bağın herhangi somut bir kanıtı da yoktur. Fasla’nın yaşadığı aşk anlatabile­ceğinden daha yoğundur. Anlatmaya çalışırsa aşiret onu yalanlayabilir ve bu da aşkına gölge düşürür. Eserde, eşine duyduğu aşka saygısından dolayı ses­siz kalan Fasla, gerçek hayatta kurallar yüzünden sessiz kalır. Kendi dilini konuşamayan Fasla dadı ve Kürtçe bilmeyen Murathan Mungan, dil engeline rağmen birbirinden kopmamışlardır ve aralarında bir anne oğul ilişkisi oluşmuştur.


Eserin sonunda ise Fasla, töreye karşı çıka­maz ve oğlu tarafından öldürülür. Çevrelerindeki ku­rallara boyun eğmek zorunda kalmışlardır. Eserdeki Fasla kaçırıldıktan sonra yeni köyüne uyum sağ­lamaya, eşine duyduğu aşkın lekelenmemesi için sessizliği seçer ve ölüme mahkûm edilir. Mahkeme de şunları söyler: “Söylenecek kelam en başta söy­lenmiştir er kişiler. Kader ya da töreler söylenecek kelamı söylemiştir.” (Mungan, 2014) Bu sözlerden de anlaşılacağı üzere Fasla törenin karşısında du­ramamıştır. Fasla Dadı ise kendi köyünden yabancı bir eve getirilir ve evin sahibinin koyduğu kurallar üzere sessizliğe mahkûm edilir. Her ne kadar ikisi de kurallara boyun eğse de karşılaştıkları sonuçlar bambaşkadır. Bu sessizliğin sonucunda ise eserde Fasla töreler gereği oğlu tarafından öldürülürken, Türkçe konuşmayı bilmeyen Fasla Dadı ve Kürtçe öğrenemediği için Murathan Mungan kendi tabiriy­le “dilsizlerin kurabileceği yoğunluk ve derinlikte sağlam, güçlü bir bağ” (Mungan, 2014) kurarlar. Bu kurulan bağ ise daha sonra Fasla karakterini ortaya çıkarır.


Taziye eseriyle beraber Murathan Mungan, bir tiyatro yazarı olarak ünlenir ve yazarın eseri bir­çok yerde sahnelenir. Paranın Cinleri’ndeki ifade­siyle bir yandan Fasla’ya kendince gönül borcunu ödemiş olur. “Diline mühür vurulmuş” dadısı için eserinde onun adına konuşur. Geçmişinde kalan, Murathan Mungan için nostaljik olan bir karakter eserinde tekrar can bulur. Onun için Fasla “sızılı bir çağrışım” olarak gözükse de okuyucuları için Mu­rathan Mungan’ın geçmişinden gelen bir parçadır. “Önemini sonradan anladığım, okunmuş kitaplar, edinilmiş bilgilerden sonra dönüp de anlamlandı­ramadığım bir yer değil Mardin. Bir nostalji sevgisi hiç değil. Başından beri nasıl bir yerde olduğumu, nasıl bir yerde yaşadığımı biliyordum” (Mungan, 2016) diyerek bunun bir nostalji sevdası olmadı­ğını kendi sözleriyle söylese de dadısına bir gönül borcu hissettiğini de vurgular. Bu yüzden Murathan Mungan Fasla karakterine dadısının ismini verirken bunu bir eskiye yönelen nostaljik bir bağlılık ile de­ğil geçmişine duyduğu minnet duygusunu göster­mek için yapmıştır.


Sonuç olarak, Murathan Mungan’ın dadı­sı ve Fasla karakterini tek ortak noktaları isimleri değil, onların yaşadıkları yabancılık hissi, susturul­maları ve bir otorite karşısında güçsüz kalmalarıdır. Murathan Mungan nostaljik bir anıya başvurarak Fasla dadıdan bir karakter yaratmıştır. Bu yüzden Murathan Mungan geçmişini, eskiye duyulan nostaljik bir yakınlığı vurgulamak için değil geçmi­şindeki birine minnettarlığını sunmak için kullan­mıştır. Yaşadığı anıyı kullanarak Fasla dadısını tüm okuyucularıyla paylaşmıştır.

Kaynakça

  • Mungan, M. (2011). Kibrit Çöpleri. İstanbul: Metis Yayınları.

  • Mungan. M. (2014). Mezopotamya Üçlemesi. İstanbul: Metis Yayınları.

  • Mungan. M. (2016). Paranın Cinleri. İstanbul: Metis Yayınları.

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comentarios


Öne Çıkanlar
Son Yüklenenler
Bizi Takip Edin
  • Facebook Classic
  • Twitter Classic
  • Instagram Social Icon
bottom of page