Anneme Mektup
- Armistead Maupin
- 1 Nis 2017
- 3 dakikada okunur
Sevgili anneciğim,
Bu kadar geç yazdığım için özür dilerim. Ne zaman sana ve babama yazmaya çalışsam içimden gelenleri söyleyemediğimi fark ediyorum. Eğer sizi şimdi sevdiğimden daha az sevseydim bu, sorun olmazdı. Ama siz hâlâ benim ailemsiniz ve ben de hâlâ sizin oğlunuzum.
Bu mektubu yazdığım için beni aptal bulan arkadaşlarım var. Umarım yanılıyorlardır. Umarım ki şüpheleri, onları sizin beni sevdiğiniz kadar sevmeyen ve bana güvendiğiniz kadar onlara güvenmeyen ailelerinden ötürüdür. Ve umarım benim bu hareketimin size olan sevgimden kaynaklandığını anlar ve bunun hayatımı hâlâ sizinle paylaşma ihtiyacımın bir göstergesi olarak algılarsınız.

Eğer bana “Çocuklarımızı Kurtaralım” (1) kampanyasına katıldığınızı söylemeseydiniz muhtemelen size yazmazdım. En önemlisi bu, size doğruyu söylemekten, bizzat kendi çocuğunuzun eşcinsel olduğunu söylemekten mesul olduğumu açıkça gösterdi. Anita Bryant (2) gibilerinin gaddar ve boş inançlarından başka kurtarılmam gereken hiçbir şey olmadığını çok daha iyi anladım.
Özür dilerim anne. Böyle olduğum için değil, şu an hissettiklerin için. Hayatımın büyük bir kısmında o duyguyu tattığımdan bunun ne olduğunu iyi bilirim. Tiksinti, utanç, inanmak istememek… Bildiğim bir şeyden korktuğum için ondan imtina etmek çocukken bile yaradılışımın bir parçasıydı; bu, en az gözlerimin rengi kadar tabiiydi benim için.
Hayır, anne, kimse beni “teşvik” etmedi. Hiçbir deneyimli eşcinsel bana akıl hocalığı yapmadı. Ama biliyor musun? Keşke biri çıkıp da yapsaydı. Keşke benden yaşça büyük ve Orlando’daki insanlardan daha aklı başında biri beni kenara çekip deseydi: “Sende hiçbir sorun yok, delikanlı. İleride herhangi biri gibi doktor yahut öğretmen olabilirsin. Deli, hasta veya kötü değilsin. Başarılı ve mutlu olabilirsin. Yatağını kimle paylaştığını zerre takmayan her türlü arkadaşınla huzur bulabilirsin. Her şeyden önemlisi, sevebilir, sevilebilirsin. Bunun için kendinden nefret etmeden…”
Ama bunları bana kimse söylemedi anne. Yeni yuvamın da yardımıyla, bunu kendim çözmek zorundaydım. Belki senin için inanması güç ama San Francisco bir insana değer biçerken cinselliği kale almayan hem heteroseksüel hem eşcinsel pek çok kadın ve erkekle dolu.
Onlar cins veya marjinal değil anne. Kimisi tezgâhtar, kimisi bankacı, yaşlı teyzeler, otobüste denk geldiğinde selam veren ve gülümseyen insanlar… Ne küstahlar ne de merhametli. Anlatmak istedikleri son derece basit: Evet, sen bir insansın. Evet, senden hoşlandım. Evet, senin de benden hoşlanmanda bir sorun yok.
Şu an ne düşündüğünü biliyorum. Kendine soruyorsun:
“Nerede hata yaptık? Bunun olmasına nasıl izin verdik? Hangimiz onu böyle yaptık?”
Buna cevap veremem anne. Uzun vadede umursadığımı bile sanmıyorum. Tek bildiğim şu: Eğer babam ve sen benim bu halimden sorumluysanız; aydınlığım, hayatımın neşesi şu halim adına size tüm kalbimle teşekkür ederim.
Size eşcinsel olmanın ne olduğunu anlatamayacağımın farkındayım. Ama ne olmadığını anlatabilirim.
Eşcinsel olmak kelimelerin arkasına saklanmak değildir, anne. Aile, ahlâk veya Hıristiyanlığın aksine… Bedeninden yahut Yaradan’ın beden için yarattığı zevklerden korkmak da değildir. Komşunu yargılamak da, sana densiz veya kaba davranmadığı sürece tabii.
Eşcinsel olmak bana hoşgörüyü, şefkati ve tevazuu öğretti. Bana yaşamanın sınırsız imkânlarını
gösterdi. Bana tutkuları, incelikleri ve hassasiyetleriyle devamlı güç veren insanlar bahşetti.
Eşcinsel olmak beni insanlığa buyur etti, anne. Ve ben bunu çok sevdim. Gerçekten sevdim.
Hâlâ aynı, bildiğiniz Michael olduğum haricinde söyleyebileceğim çok bir şey yok. Yalnızca artık beni daha iyi tanıyorsunuz. Sizi bilinçli olarak incitecek hiçbir şey yapmadım. Asla da yapmam.
Lütfen bu mektuba derhal yanıt vermen gerektiğine dair bir hisse kapılma. Benim için bana gerçeğin değerini öğreten sizlere daha fazla yalan söylemeye mecbur olmadığımı bilmem yeterli.
Mary Ann’in selamı var.
Barbary Lane 28 numarada her şey tıkırında.
Sizi seven oğlunuz, MICHAEL
Çeviri: Narod Dabanyan
İllüstrasyon: Muhammet Ali Üzen
Dipnotlar:
1-İngilizcede “Save Our Children”. 1977’de ABD’nin Miami kentinde kurulan politik bir koalisyondur. Amacı; çeşitli alanlarda cinsel yönelime dayanan ayrımcılığı ortadan kaldıran kanunnameye karşı durmaktır.
2-Koalisyonun kamu öncüsü, eşcinsel haklarına karşı çıkan şarkıcı.
Son Yazılar
Hepsini GörSait Faik Abasıyanık “Yılan Uykusu” adlı öyküde insanın karmaşıklığını ve benzersizliğini iki hüviyetsiz karakter üzerinden anlatır. Öykü...
Comentarios