Müsait Değil

on altı sene ölü bir adamla aynı evi paylaştın duvarlara sevdiğin bir tabloyu asma şansın hiç olmadı gazı kaçmış kola içmekten hep imtina ettin yatağa çorapla girmişliğin var mıdır, hatırlamıyorsun çünkü yaşamakta olan kadınlar ölü adamların müsamere sahnesidir

çorbayı tuzsuz ve yumurtayı çırpılmamış seviyorsun yemek masasında oturmadığında kendine daha çok benziyorsun

denebilir ki yemek masasının bir devindiriciliği vardır çünkü kaşığın ayrı çatalın ayrı kullanılması dahi insanda yalnızlığı bir nebze eksiltir oysa en başta çorbayı tuzlu, yumurtayı çırpılmış seven birisiydin

nasıl ve ne için teslim olur bir kadın

ölmüş olmayan birtakım güzel adamlar da yok değil ondan mütevellit veresiye defteri saklıyorsun yatak odanda

permatik ile koltuk altı arasındaki ilişkiyi kavrıyorsun

televizyonu açıyor başka şeyleri daha kavrıyorsun sana gelen son otobüsü yakalamak nasip olmasın ki haklısın

permatik ile bilek arasındaki ilişki kavranılası değil varsın berisini de komşular düşünsün

sevgili kocacağın on altı sene önce ölmüş olan bir adam

soran olursa: müsait değil.